Avrupa "Aşırı Sağı" ile Türkiye mi hesaplaşacak?
dünyada her ülkede kendini gösteren aşırılık yanlısı zümrelerden biri "avrupa aşırı sağı"..amerikada "neconlar" ortadoğuda "el kaide", "deaş"..avrupa da ise "aşırı sağ",..
bu aşırılıkların her ülkede bulunması ilk aşamada "normal" görülebilir zira her toplumun bir zümresi her konuda tarih boyunca "aşırılığı" tercih etmiştir..ancak aşırılığın "etkisiz" bir zümre olarak kalması doğasına da en uygun olanı..küçük ve etkisiz bir zümre olmaktan çıkan aşırılık hem ülkelerin toplumların hem dünyanın başına çorap öreceği de yine tarihten bir vaka.
işte avrupa kendi içinde artık küçük bir zümre olarak kalmaktan çıkıp ekonomik toplumsal siyasal güç elde etmeye başlayan "aşırı sağ" ile yüz yüze gelmiş bulunuyor..
soru bizim açımızdan şu..bu aşırılıkla avrupanın kendi dinamikleri mi hesaplaşacak yoksa dünya mı? daha özelde ise soru avrupa bu aşırlık ile kendi mi uğraşacak yoksa Türkiye mi?
zira amerikalı aşırılık yanlısı "neokonlar" ile dünya şu an uğraşmak durumunda..daeş gibi el kaide gibi aşırılık yanlısı terör ile de türkiye uğraşmakta..avrupa aşırı sağı ise bunların mütemmim cüzü..
aşırı sağın yapısı ise en derinde her türlü ırkçılığı insan düşmanlığını ve şiddeti kendine rehber edinmiş olması ile birilikte amerika da olduğu gibi "iktidara" gelmiş değil..
bu halihazırdaki durum avrupa için bir kolaylık..bu kolaylığın fırsat olarak görülüp bunun ile hesaplaşan avrupa dünyaya yeniden demokrasi insan hakları hukuk alanlarında "rehberlik" yapabilir..
aşırılık amerikada olduğu gibi avrupada "iktidar" hüvviyeti kazanması hem avrupanın hesaplaşmasını zorlaştıracak ve tabi dünya bir "aşırılık" ile daha karşı karşıya kalacaktır..
ve yine vaka odur ki bu sorun avrupadan taşması durumunda bu sorunla hesaplaşma türkiye gibi ülkelere kalacaktır..
avrupanın entelektüel birikimi bu sorunla hesaplaşma yeteneğine sahip..sorunda halen iktidara gelmiş bir sorun değilken bunu dünyaya ihraç etmenin alemi yok zira öyle olursa iş yine dünya entelektüellerine kalacak..
bu aşırılıkların her ülkede bulunması ilk aşamada "normal" görülebilir zira her toplumun bir zümresi her konuda tarih boyunca "aşırılığı" tercih etmiştir..ancak aşırılığın "etkisiz" bir zümre olarak kalması doğasına da en uygun olanı..küçük ve etkisiz bir zümre olmaktan çıkan aşırılık hem ülkelerin toplumların hem dünyanın başına çorap öreceği de yine tarihten bir vaka.
işte avrupa kendi içinde artık küçük bir zümre olarak kalmaktan çıkıp ekonomik toplumsal siyasal güç elde etmeye başlayan "aşırı sağ" ile yüz yüze gelmiş bulunuyor..
soru bizim açımızdan şu..bu aşırılıkla avrupanın kendi dinamikleri mi hesaplaşacak yoksa dünya mı? daha özelde ise soru avrupa bu aşırlık ile kendi mi uğraşacak yoksa Türkiye mi?
zira amerikalı aşırılık yanlısı "neokonlar" ile dünya şu an uğraşmak durumunda..daeş gibi el kaide gibi aşırılık yanlısı terör ile de türkiye uğraşmakta..avrupa aşırı sağı ise bunların mütemmim cüzü..
aşırı sağın yapısı ise en derinde her türlü ırkçılığı insan düşmanlığını ve şiddeti kendine rehber edinmiş olması ile birilikte amerika da olduğu gibi "iktidara" gelmiş değil..
bu halihazırdaki durum avrupa için bir kolaylık..bu kolaylığın fırsat olarak görülüp bunun ile hesaplaşan avrupa dünyaya yeniden demokrasi insan hakları hukuk alanlarında "rehberlik" yapabilir..
aşırılık amerikada olduğu gibi avrupada "iktidar" hüvviyeti kazanması hem avrupanın hesaplaşmasını zorlaştıracak ve tabi dünya bir "aşırılık" ile daha karşı karşıya kalacaktır..
ve yine vaka odur ki bu sorun avrupadan taşması durumunda bu sorunla hesaplaşma türkiye gibi ülkelere kalacaktır..
avrupanın entelektüel birikimi bu sorunla hesaplaşma yeteneğine sahip..sorunda halen iktidara gelmiş bir sorun değilken bunu dünyaya ihraç etmenin alemi yok zira öyle olursa iş yine dünya entelektüellerine kalacak..
Yorumlar
Yorum Gönder