21.yy ve "devlet"e yüklenen anlam

bir insan vicuduna kolayca benzetilebilecek ülkelerin yüzde onundan ibaret olan baş ülkelerde yine aynı orana tekabul eden devleti ifade ediyor denebilir..vicudun kalp akıl ruh nefis gibi unsurlarını ise sanatçılar alimler dervişler meslek erbabı oluşturmakta da denebilir..

bu haliyle "devlet"in vicutta yeri yetki ve sorumluluğu yine aynı oranda yüzde ona tekabül etmekte..

17,18,19,20. yüzyıllarda ise bu oranları devlete atfedilen değerlerle tersine çevrildiği görülmekte..yani yüzde doksan devlet yüzde on halk..

bu durum devletin yetki ve sorumluluklarında da "anormalliğe" sebep olduğu gözlemlenebilir..totaliter devlet kavramı bile bu durumu açıklamaya yetmekte..

herkesin bu haliyle ele geçirmeye çalıştığı bir saltanat aracı haline gelmiş devlet..ele geçirilmesi halinde ise halkın "köle" mesabesinde ele alındığı bir "sistem" de bu na eklemlendiğinde ortaya büyük bir problemler bütünü çıkmakta..

evvela devlet adamlığının esasında en ala amelelik olduğunu bu mesleğe talip olanın yaşamadığı yaşam koşullarını kurmak için çabaladığı bir halkın bulunduğu ciddi bir sorumluluk alanı..yaşamamakta zira sorunlar yedi yirmidört mesai istemekte..

21.yy ise bunu da tersine çevirmiş görünüyor..devlet adamlığı sorumluluktan ari halkın yaşamından çalıp saltanat süren bir karakter..

bu durumlar halkı devreden çıkardığı gibi sanatçıları, alimleri, esnafı, meslek erbabın deve dışı bırakmakta..

açık söylemek gerekirse bu yükü modern devlet kaldıramamakta, ya yönetimleri sık değişmekte ya da çökmekte..

devlet adamlığına felsefi ideolojik yüklemelerde yine ideologları filozofları devre dışı bırakmakta..

bu haliyle kendinden başka hiçbir yaşam alanı bırakmayacak "şişkin"likte dar  bir saltanat alanı..

o halde devlet adamlığına bizim kültürümüzde talip olunmayacağı verilirse de kaçılmayacağı bir alan..

21.yy da bunu da tersine çevirmiş..

Yorumlar

Popüler Yayınlar