Suriyede son ateşkes antlaşması ve kısa anatomisi
ABD ve Rusya arasında yapılan son ateşkes antlaşması, antlaşmanın ortaya çıkma süreci, başarısızlığı ve sonrasında antlaşma yapan iki ülke arasında ortaya çıkan suçlama ve söz düellosu bize bir problemin çözümü esnasında ne yapmamak gerektiğine dair ciddi işaretler vermekte denebilir.
zira Suriye gibi iç savaş içinde bir ülke dahi olsa hakkında bir antlaşmanın iki egemen sayılabilecek ülke arasında yapılıyor oluşu, bu ülkelerin ise BM gibi ya da koalisyon ülkeleri gibi bölge ülkeleri gibi hiçbir dinamiği kaale almaksızın başka bir ülke hakkında antlaşma yapıyor oluşu bir çok açıdan sakıncalı.
bu sakıncaları durumun vahameti düşünülerek görmezden gelinmesi halinde ise uygulamada ortaya çıkan antlaşmanın uygulanmaması, antlaşmanın başarısızlığı durumunda ise iki ülkenin Sureyiyi unutup birbirini suçlar açıklamalar yapması antlaşmanın yine anatomisi hakkında fikir vermekte.
antlaşmanın bölge ülkeleri BM üye ülkeleri ve abd rusya insiyatifi ise hem rejim güçlerini hem suriye muhaliflerini barış konusunda aktif hale getirecek potansiyele sahip. ayrıca bölge ülkelerinin görece soruna daha yakın çözüm konusunda daha aktif ve ciddi olduğunu söylemek gerek.
iki ülkenin oturup bir başka ülke hakkında antlaşma yapması ise hem suriyeyi hem bölge ülkelerini renjide edici denebilir. soğuk savaş mantalitesinin bir tezahürü olduğunu da görülebilir. ululararası hukuk ve siyaset yollarının kullanılmıyor oluşu ise sorunu çözme yönteminde bir "modası geçmişlik" var denebilir. iki ülke ya da tek bir ülkenin dünyada "tek söz sahibi" olduğu bir dönem varsa bile artık yok.
BM reformu ise bu konudaki tüm mahsurları giderme potansiyeline sahip. hem her dünya ülkesinin siyasete katılımı, hem uluslararası hukukun aktif hale gelmesi meşruiyet kazanması, hem sorunların "birlikte" çözümü ve çözümü konusunda ümit içermekte.
BM reformunun yapılamaması sorunları BM çatısı altında çözülememesi her ülkenin kendi başının çaresine bakması, dünyada "kaotik" ortamın oluşması, terör örgütlerinin artması ve güçlenmesi demek.
işi terör örgütlerine istihbarat birimlerine geçtiğimiz yüzyılın siyaset anlayışına terketmenin ise neye malolacağını daha fazla görmeden meşru kurumları uluslarası siyaseti ve hukuku aktif hale getirmek zorunda dünya.
zira Suriye gibi iç savaş içinde bir ülke dahi olsa hakkında bir antlaşmanın iki egemen sayılabilecek ülke arasında yapılıyor oluşu, bu ülkelerin ise BM gibi ya da koalisyon ülkeleri gibi bölge ülkeleri gibi hiçbir dinamiği kaale almaksızın başka bir ülke hakkında antlaşma yapıyor oluşu bir çok açıdan sakıncalı.
bu sakıncaları durumun vahameti düşünülerek görmezden gelinmesi halinde ise uygulamada ortaya çıkan antlaşmanın uygulanmaması, antlaşmanın başarısızlığı durumunda ise iki ülkenin Sureyiyi unutup birbirini suçlar açıklamalar yapması antlaşmanın yine anatomisi hakkında fikir vermekte.
antlaşmanın bölge ülkeleri BM üye ülkeleri ve abd rusya insiyatifi ise hem rejim güçlerini hem suriye muhaliflerini barış konusunda aktif hale getirecek potansiyele sahip. ayrıca bölge ülkelerinin görece soruna daha yakın çözüm konusunda daha aktif ve ciddi olduğunu söylemek gerek.
iki ülkenin oturup bir başka ülke hakkında antlaşma yapması ise hem suriyeyi hem bölge ülkelerini renjide edici denebilir. soğuk savaş mantalitesinin bir tezahürü olduğunu da görülebilir. ululararası hukuk ve siyaset yollarının kullanılmıyor oluşu ise sorunu çözme yönteminde bir "modası geçmişlik" var denebilir. iki ülke ya da tek bir ülkenin dünyada "tek söz sahibi" olduğu bir dönem varsa bile artık yok.
BM reformu ise bu konudaki tüm mahsurları giderme potansiyeline sahip. hem her dünya ülkesinin siyasete katılımı, hem uluslararası hukukun aktif hale gelmesi meşruiyet kazanması, hem sorunların "birlikte" çözümü ve çözümü konusunda ümit içermekte.
BM reformunun yapılamaması sorunları BM çatısı altında çözülememesi her ülkenin kendi başının çaresine bakması, dünyada "kaotik" ortamın oluşması, terör örgütlerinin artması ve güçlenmesi demek.
işi terör örgütlerine istihbarat birimlerine geçtiğimiz yüzyılın siyaset anlayışına terketmenin ise neye malolacağını daha fazla görmeden meşru kurumları uluslarası siyaseti ve hukuku aktif hale getirmek zorunda dünya.
Yorumlar
Yorum Gönder