"self determination" sadece bir kavram mı?
geçen yüzyılın uluslaşma hareketlerinden birinci ve ikinci dünya savaşları akabinde diplomatik kurumsal metinlerin ve siyasal akımların en çok telaffuz ettiği ve talep ettiği bağımsızlık özgürleşme ve siyasal manada kendi kendini yönetme mefumu bu populerliğine rağmen fiili bir duruma dönüştüğünü söylemek zor.
demokrasi özgürlük eşitlik özgür irade gibi şerefli alanlarında kendine yer bulduğu "self determination" bir kavram olarak kalması siyasi bir söylemden öte bir hayatiyeti kalmaması düşündürücü.
bu kavramın bu yüzyılda faaliyete geçmesi fiili bir duruma kavuşması için ise geçtiğimiz yüzyılda olduğundan daha çok uygun ortam olduğu ise aşikar. zira dünya nüfusu, iletişim araçları, eğitim imkanları, telekomikasyon, turizm ticaret, halkların entellektüel seviyesi, kültürel ve sosyal geçiş kolaylığı ulaşım imkanları politik yetkinlikte görülen artış uluslararası kurumların potansiyeli ile artan bu faktörlere bağlı yerelleşme ve merkezileşmenin geçtiğimiz yılda yaşattığı olumsuz tecrübeler, yönetme konusunda "self deternination" kavramın fiilen ve yeniden gündeme getirmekte.
ne birinci dünya savaşı ne ikinci dünya savaşı ne soğuk savaş ve süper güç tecrübeleri dünyada bir fayda sağlamış ne de geçtiğimiz yüzyılın konjonktürü hayatta. bu halde bu duruma ayak uyduracak ve fiilen hayata geçmiş bulunan bu kavramı artık kurumsallaştırma 21yy projeksiyonunda hem devletler hem uluslararası kurumlarda kendine facto yer bulmak durumunda.
merkezileşme eğilimiyle gelen yönetim zafiyeti hem ülkeler içinde hem ülkeler arasında problem olduğu gibi terör örgütlerine de alan açmış bulunuyor suriye ırak afganistan afrika avrupa ve amerikada dünyada oluşan bu zafiyetten faydalanan terör gruplarından muzdarip.
kendi kendini yönetme iradesinde ortaya çıkacak özgüven şeref beceri ve kabiliyet artışı, kullanılacak potansiyel ve potansiyel artışı daha çok ülke ve insanın güvenliğe istikrara ve refah artışına gönüllü katılması demek. bu ise ortaya çıkacak fayda da hızlı bir ivme anlamına gelebilecektir.
21yy da buna karşı direnmek ise dünyayı daha çok terörize edecektir.
demokrasi özgürlük eşitlik özgür irade gibi şerefli alanlarında kendine yer bulduğu "self determination" bir kavram olarak kalması siyasi bir söylemden öte bir hayatiyeti kalmaması düşündürücü.
bu kavramın bu yüzyılda faaliyete geçmesi fiili bir duruma kavuşması için ise geçtiğimiz yüzyılda olduğundan daha çok uygun ortam olduğu ise aşikar. zira dünya nüfusu, iletişim araçları, eğitim imkanları, telekomikasyon, turizm ticaret, halkların entellektüel seviyesi, kültürel ve sosyal geçiş kolaylığı ulaşım imkanları politik yetkinlikte görülen artış uluslararası kurumların potansiyeli ile artan bu faktörlere bağlı yerelleşme ve merkezileşmenin geçtiğimiz yılda yaşattığı olumsuz tecrübeler, yönetme konusunda "self deternination" kavramın fiilen ve yeniden gündeme getirmekte.
ne birinci dünya savaşı ne ikinci dünya savaşı ne soğuk savaş ve süper güç tecrübeleri dünyada bir fayda sağlamış ne de geçtiğimiz yüzyılın konjonktürü hayatta. bu halde bu duruma ayak uyduracak ve fiilen hayata geçmiş bulunan bu kavramı artık kurumsallaştırma 21yy projeksiyonunda hem devletler hem uluslararası kurumlarda kendine facto yer bulmak durumunda.
merkezileşme eğilimiyle gelen yönetim zafiyeti hem ülkeler içinde hem ülkeler arasında problem olduğu gibi terör örgütlerine de alan açmış bulunuyor suriye ırak afganistan afrika avrupa ve amerikada dünyada oluşan bu zafiyetten faydalanan terör gruplarından muzdarip.
kendi kendini yönetme iradesinde ortaya çıkacak özgüven şeref beceri ve kabiliyet artışı, kullanılacak potansiyel ve potansiyel artışı daha çok ülke ve insanın güvenliğe istikrara ve refah artışına gönüllü katılması demek. bu ise ortaya çıkacak fayda da hızlı bir ivme anlamına gelebilecektir.
21yy da buna karşı direnmek ise dünyayı daha çok terörize edecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder