bir aşırılık problemi olarak "Warmania"

tarih boyunca bir problem çözme yöntemi olarak savaş hep karşımıza çıkmakta. doğru yanlış haklı haksız biçimlerde karşımıza çıkan savaş çoğunlukla elde başka yollar kalmadığında kullanılan ya da bir çözüm yolu olarak karşımıza çıkmakta. avrupa tarihide osmanlı tarihide genel olarak insanlık tarihi bunun örnekleriyle dolu. kimi zaman yurt edinmek, kimi zaman yiyecek içeçek gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında savaş hep kullanılan bir yöntem yol olmuş..

modern zamanlarda kimi ideolojilerin bir entrumanı savaş. insanlık savaş tecrübesi 21. yüzyılda ise savaşı inceltmiş adına "rekabet" "soğuk savaş""sen ben kavgası""psikolojik savaş" ve "terör" gibi daha sofistike savaş modelleriyle savaşı adeta kutsamış, bunun psikolojisini sosyolojisini ideolojini kurmaya çalışmıştır. artık bu post modern savaşın edebiyatı, akademik perspektifi, psikolojik ve psikiatrik kavramsallaştırmaları doğmuş, bu "savaş" anlayışı günlük hayatın zerrelerine nüfuz etmiştir. karı koca, ebebeyn evlat, akraba, komşu ilişkileri gibi ilişkilerin temel dinamiği haline gelmiştir. bu yeni model "savaş" anlayışı tabii ki tarihiyle birlikte vardır ama bunu bu denli geliştirmek ve tatbik etmek 20. yy. sonu ve 21. yüzyılın başına nasip olmuştur. işte böyle bir anlayış "psikolojik savaşı" "terör" gibi savaşı sofistike ve aşırı haliyle bizi yüzyüze bırakmaktadır.

bizim burda ki kavramsallaştırmamız direkt savaşın varlığına değil ama onun bu denli aşırı hale gelmesine eleştiridir. bu kavramsal olarak ise "war" ve tıbbi bir terim olarak "mania" kelimelerinin birleşiminde kendini bulmaktadır. "Warmania" insanın ekserisinin aşırılık konusundaki tutumunun savaş olgusunda karşımıza çıkmasıdır. "mania" aşırılık, ego patlaması, insanın hakkı ve haddi olmayan yerlere sürüklenmesini tanımlayan bir tıbbi terimdir.

burada aşırılığın manyaklık düzeyine ulaşmasını gözlemlememiz sebebiyle bu terimi kulanmanın işlevsel olduğunu düşünüyorum. "mania" bir hastalık teşhisidir ve tedavisi vardır. psikiatrik bir terim olan "mania" insanın içinde bulunduğu durumun patlama yapması aşırılığa savrulmasıdır. işte çağımızda bu hastalıktan muzdariptir kanaatimce.

bunu çözmeye kalkmanında bir takım bedelleri var. normal bir hayatta bile bu savaş anlayışı ile hemhal iken bir de bunu düzeltmeye çalışmak çok meşakkatli bir durum demek. savaştan ekmek yiyen savaşı hayat felsefesi haline getirmiş olanların şiddetli "muhalefeti" yani karşı taarruzu yani savaşı bazen çok esnek bazen sert bazen akli bazen kalbi müdaheleleri anlık bir tevakkuzla uygulamayı gerektirmekte.

toplumda yaygın bu anlayışın siyasete ve uluslararası ilişkilere yansımaları da bir o kadar çetrefilli sorunlar ortaya çıkarmakta. PKK, DEAŞ, El Şebab, El kaide gibi normal yollardan çözülemeyecek problemler, yani sofistike. psikolojik sosyal ekonomik askeri siyasi diplomatik tüm enstrumanların aynı anda ve seri müdahelesi ancak bu problemleri çözebilir kanaatimce..

ve çözülecektir ümidimce..vesselam.

Yorumlar

Popüler Yayınlar