adalet mülkün temelidir
.
siyaset konusunda kafa yoran tüm düşünürlerin adalete ve erdeme vurgu yaptığını bir kaç istisna dışında görmek mümkün. hem avrupada hem dünyada adalet kavramı önemli bir yere sahip. bu konuda mevzuat yasa kanun ya da kurum açısından da problem yok. yani anayasalar yasalar kanunlar yönetmelikler hakimler ve adalet kurumları mahkemeler..hepsi mevcut..o zaman mülkün temeli olan adaletin tesis edildiğini niye kimse söyleyemiyor.
bu soru bizi insanın fiziksel şart ve koşullardan daha ziyade iç yapısının ve bunun ülkeye dünyaya hakim olması ve bunun adaletin tesisinde karşımıza çıktığıdır. yani tüm bu fiziksel maddi koşulların harikalığına rağmen adalet tesis edilememişse problem nerede.
hukuğun siyasi mücadelenin ve zorba ideolojilerin savaş enstrumanı olması, halkını sindirmek gibi bir yönetim anlayışı gibi "temel referans"lara ve ahlaksızlığa uzanan bir dolu problemin bu soru ile karşımıza çıktığını görmek kaçınılmaz..
işte adalet anlayışı bunlardan en önemlisi..zira mülkün temeli. adaletin insan fıtratında açık bir karşılığı bulunmasına rağmen, pratikte ortaya çıkan zulüm evvela insanın, bile isteye ortaya koyduğu tercih ve anlayışıyla alakalı kanaatimce. adalete dünyada kimsenin itirazı yok..mesele bu anlayışta büyük ihtimalle.
"işine geldiğinde", "keyfi isterse" uygulanan adaletin neyi referans aldığı muammadır. ilkeli eşit ve samimi olmaksızın hakimin adaletli kararlar vermesi de imkansız. avukatlara hakimlere maddi manevi baskı ideolojik argümanlar işin dış yüzünden ziyade iç yüzüyle alakalı. hukukun etrafından dolanma, aşırı yorum, yetki aşımı, insiyatif alanlarında keyfiyet ya da tarafgirlik işin yine iç yüzüyle alakalı.
hasılı kelam işin iç yüzünü temizlemeden adaletin sağlanamayacağı tüm dünyada örnekleri ile ortada. bu durumda insanın samimiyet, mahremiyete saygı, özgürlüklere saygı, kişisel tercih ve karalara ve eşitliğe hem dış hem iç enstrumanlarla samimi bir saygı göstermesi icap etmekte..bu halde adaletin gerçekten sağlandığını görebiliriz kanaatimce. vesselam.
tahaharunaslan
.
siyaset konusunda kafa yoran tüm düşünürlerin adalete ve erdeme vurgu yaptığını bir kaç istisna dışında görmek mümkün. hem avrupada hem dünyada adalet kavramı önemli bir yere sahip. bu konuda mevzuat yasa kanun ya da kurum açısından da problem yok. yani anayasalar yasalar kanunlar yönetmelikler hakimler ve adalet kurumları mahkemeler..hepsi mevcut..o zaman mülkün temeli olan adaletin tesis edildiğini niye kimse söyleyemiyor.
bu soru bizi insanın fiziksel şart ve koşullardan daha ziyade iç yapısının ve bunun ülkeye dünyaya hakim olması ve bunun adaletin tesisinde karşımıza çıktığıdır. yani tüm bu fiziksel maddi koşulların harikalığına rağmen adalet tesis edilememişse problem nerede.
hukuğun siyasi mücadelenin ve zorba ideolojilerin savaş enstrumanı olması, halkını sindirmek gibi bir yönetim anlayışı gibi "temel referans"lara ve ahlaksızlığa uzanan bir dolu problemin bu soru ile karşımıza çıktığını görmek kaçınılmaz..
işte adalet anlayışı bunlardan en önemlisi..zira mülkün temeli. adaletin insan fıtratında açık bir karşılığı bulunmasına rağmen, pratikte ortaya çıkan zulüm evvela insanın, bile isteye ortaya koyduğu tercih ve anlayışıyla alakalı kanaatimce. adalete dünyada kimsenin itirazı yok..mesele bu anlayışta büyük ihtimalle.
"işine geldiğinde", "keyfi isterse" uygulanan adaletin neyi referans aldığı muammadır. ilkeli eşit ve samimi olmaksızın hakimin adaletli kararlar vermesi de imkansız. avukatlara hakimlere maddi manevi baskı ideolojik argümanlar işin dış yüzünden ziyade iç yüzüyle alakalı. hukukun etrafından dolanma, aşırı yorum, yetki aşımı, insiyatif alanlarında keyfiyet ya da tarafgirlik işin yine iç yüzüyle alakalı.
hasılı kelam işin iç yüzünü temizlemeden adaletin sağlanamayacağı tüm dünyada örnekleri ile ortada. bu durumda insanın samimiyet, mahremiyete saygı, özgürlüklere saygı, kişisel tercih ve karalara ve eşitliğe hem dış hem iç enstrumanlarla samimi bir saygı göstermesi icap etmekte..bu halde adaletin gerçekten sağlandığını görebiliriz kanaatimce. vesselam.
tahaharunaslan
.
Yorumlar
Yorum Gönder