ideolojiler ve İslam

.

geçtiğimiz yüzyılın öne çıkan ve bu yüzyılın başına sarkan ideolojilerin aşırılıkları giderildikten sonra İslam ile herhangi bir problemi kalmayacaktır kanaatimce. örneğin milliyetçilik, islamcılık, kemalizm, rasyonalizm, realizm hatta sosyalizm gibi.

milliyetçiliğin vatan millet sevgisinin İslama aykırı yanı aşırılığı, bundan bir üstünlük kibir çıkarma durumudur. bu aşırılıklar giderildiğinde müslümanın vatanını ve milletini sevmesi hizmette bulunması İslamın tamamen içindedir. siyahın beyaza bir kavmin diğerine üstünlüğü arabın aceme arap olmayana üstünlüğü yoktur.

islamcılık ise İslama yapılan vurgu ile beraber, samimiyet, güzel ahlaka, merhamete, adalete de yapılırsa sanırım islamcılığında aşırılıkları ortadan kalkacaktır. ayrıca İslamla beraber Peygamberlerin ve müslümanların hesaba katılmaması da islamcılığın aşırılıklarındandır. bunlar giderilirse ideoloji olarak islamcılığında "zararsız" olduğu söylenebilir.

kemalizm ise halkçılık milliyetçilik batıcılık gibi ilkelerinin yanında atatürkçülüğü de aşırılıktan arındırması halinde halim selim bir ideoloji olabilir. örneğin batıcılık ilkesini batı ile sağlıklı eşit adalet temelinde bir ilişki önermesi halinde kemalizminde sıkıntısı ortadan kalkacaktır. ayrıca mustafa kemal atatürk ile ilgili sevgilerinde aşırıya kaçmamaları, zorbalıktan uzak özgürlükçü bir ideoloji olmaları müslümanlığa adım atmaları manasına gelebilir.

rasyonalizm ise akla atfettiği aşırı değer biraz yumuşatılması halinde aklı önemsemenin İslamla çelişen hiçbir yanı yoktur. hatta müslümanların atası Hz.İbrahim mütefekkirdir. ancak müslümanlar aklın sınırlarını bilir. her şeyi bilemediklerini bilir. bu durumda rasyonalizmi de aşırılığını bertaraf ettikten sonra İslamla çeliştiğini söylemek imkansız.

realizme ise daha çok ideoloji değil bir düşünce akımı denebilir ki en çok karşıma uluslararası ilişkiler literatüründe çıkmıştır. ileriye dönük "ümit" ve "hayal" beslemenin bıyık altından gülünüp tiye alınması realistler arasında yaygın. ancak insanın ileriye dönük bir ümidinin olmaması ve bir projesi rüyası olmaması "depresyon" sebebidir. tamamen hayal ve rüya ile yaşayanlarda "hayal kırıklığı" mağduru sayılırlar. oysa bu iki hem reel koşulları hem ileri dönük projeksiyonlar işletmek mümkün..bu projeler gerçekleşmemiş bile olsa bu haliyle "yaşanılır" bir tavır denebilir. işte aşırılıktan ari bir realizme müslümanların muhalefet edeceğini sanmam. en olmadı kayıtsız kalınır.

sosyalizminde bulunan eşitlik sosyal adalet gibi kavramlara kimse itiraz etmez. çalışana emeğini vermek gibi hasletler müslümanların has özelliklerinden. ama her şeyi "eşit"liğe bağlamak hem bazılarını daha eşit hale getirmekte hemde adalet, ölçü, hakkını vermek gibi daha derin kavramları ikinci plana almak demek.  bunlar da giderildiğinde özgürlük eşitlik adalet çalışanın hakkını vermek hakkını aramak gibi hasletleri bir romantizme aşırı bir duygusallığa bağlamadan realize etmek İslama aykırı denemez kanaatimce.

işte geçtiğimiz yüzyıl ve bu yüzyıla sarkan bazı ideolojilerin durumu bir müslaman olarak benim açımdan böyle. bazı sözler kullanıla kullanıla dejenere oluyor afazik hale gelebiliyor. işte "her şeyin aşırısı zarar" sözü de bunlardan biri. özetle mevzu bu "herşeyin aşırısı zarar".


taha harun aslan



.

Yorumlar

Popüler Yayınlar