"Yaşama hakkı"
.
avrupada cereyan eden üç yüz yıllık serüvenin sonunda avrupalı kardeşlerimiz "yaşama hakkını" yasaya felsefeye hukuğa işlemek zorunda kaldılar..oysa durumun "nası yani yaşama hakkına saldırmak da ne ola ki" şeklide bir tepkiyi türkiyeden birinden duymak mümkün..yani "insanın yaşama hakkına kadar hayasızlık cereyan eder hale gelmişse vay halimize vay" demek gerekmekte iken bunun felsefesinin ve yasalarının meydana getirilmesi, sorunun görünür semptomlarını gidermeye yönelik değilse ne güzel..ama işin ahlaksızlık boyutuyla ilgilenmemek bu meselenin makyajla şeklen çözülmeye çalışıldığını göstermekte..
Türkiyede ise bunun konuşulmasına gerek bile yok diyebilirdim ama son on onbeş yılda türkiyede yaşananlara bakınca tarafların birbirinin yaşam hakkına değil "varlığına" katlanamıyor olduğu ortaya çıkmış vaziyette..yani maddi alandan da çıkmış maddi manevi varlığına "saldırı" söz konusu..bizimde bunu yasalara bağlayacak halimiz yok tabi.."var olma hakkı".. artık bu kıyametin yaklaştığını ifade eden hukuki ve ahlaki boşluğun durumun makyajla çözülemeyeceği, yada maddi ceza ve usullerle hallolamayacağı açık..bu ahlakla ilgili durumun düşünür aydın entellectüel akademisyen sanatçı siyasetçi vs hukukçu ile elbirliği içinde sorunun kökeninde itibaren ele alıp çözüm gayretine gelmek durumundayız..yoksa dünyada artık yaşanmaz..bu da kıyamet alametidir..
taha harun aslan
.
avrupada cereyan eden üç yüz yıllık serüvenin sonunda avrupalı kardeşlerimiz "yaşama hakkını" yasaya felsefeye hukuğa işlemek zorunda kaldılar..oysa durumun "nası yani yaşama hakkına saldırmak da ne ola ki" şeklide bir tepkiyi türkiyeden birinden duymak mümkün..yani "insanın yaşama hakkına kadar hayasızlık cereyan eder hale gelmişse vay halimize vay" demek gerekmekte iken bunun felsefesinin ve yasalarının meydana getirilmesi, sorunun görünür semptomlarını gidermeye yönelik değilse ne güzel..ama işin ahlaksızlık boyutuyla ilgilenmemek bu meselenin makyajla şeklen çözülmeye çalışıldığını göstermekte..
Türkiyede ise bunun konuşulmasına gerek bile yok diyebilirdim ama son on onbeş yılda türkiyede yaşananlara bakınca tarafların birbirinin yaşam hakkına değil "varlığına" katlanamıyor olduğu ortaya çıkmış vaziyette..yani maddi alandan da çıkmış maddi manevi varlığına "saldırı" söz konusu..bizimde bunu yasalara bağlayacak halimiz yok tabi.."var olma hakkı".. artık bu kıyametin yaklaştığını ifade eden hukuki ve ahlaki boşluğun durumun makyajla çözülemeyeceği, yada maddi ceza ve usullerle hallolamayacağı açık..bu ahlakla ilgili durumun düşünür aydın entellectüel akademisyen sanatçı siyasetçi vs hukukçu ile elbirliği içinde sorunun kökeninde itibaren ele alıp çözüm gayretine gelmek durumundayız..yoksa dünyada artık yaşanmaz..bu da kıyamet alametidir..
taha harun aslan
.
Yorumlar
Yorum Gönder