"neye göre"
.
insanların iç ve dış dünyalarını neye göre tanzim ettikleri sorusu en temel sorunlardan biridir. insanlık tarihiyle yaşıt bu soruya verilen cevaplar kişinin temel referanslarını ahlaki tutum ve tercihlerini yansıtır.
ideolojiler felsefi akımlar zamana hakim olan ahlak hep bu tercihlerin yapılmasında "referas" yani dayanak noktası olagelmiş..modern zamanların ideolojileri antik yunan felsefesi socrates aristoya kadar uzanan modern "referanslar" silsilesi bir hayli rağbet görürken, post modern "ben" referansı geçtiğimiz yıllara damga vurdu diyebiliriz.
müslümanların hiristiyanların ve yahudilerin durumu bu silselenin yaşadığı zamanların çağdaşı olmalarına rağmen onlarınkinden farklılık arzetmiştir. siyonizmi, noconizmi, islamcılığı ideloji olarak dindarlığın dışında modern post modern "silsilenin" bir uzantısı olarak bir kenara koyduğumuzda dindarların refransı bir ideoloji ya da "ben" olmamıştır.
ancak dindarlar dinin terbiyesi içinde kalarak kendi kanaatleri yorumları düşünceleri fikirleri ile öğrendikleri ile tecrübeleri ile bu terbiyenin dışına çıkmaksızın şahsi eserlerini ortaya koyarlar. yani din terbiye edici özelliği ile birlikte muazzam bir özgürlük hareket alanı sağlar. pratiğin yani amelin icrası esnasında dindarların hareket özgürlük alanı çok geniştir.
"ben" referanslı post modern anlayışın hem her referans hem hiçbir referansa "işine" göre göndermede bulunduğunu görmek mümkün. "işi"nin ne olduğu ise daha bir incelemeye ve ıslaha muhtaç bir alan.
taha harun aslan
.
insanların iç ve dış dünyalarını neye göre tanzim ettikleri sorusu en temel sorunlardan biridir. insanlık tarihiyle yaşıt bu soruya verilen cevaplar kişinin temel referanslarını ahlaki tutum ve tercihlerini yansıtır.
ideolojiler felsefi akımlar zamana hakim olan ahlak hep bu tercihlerin yapılmasında "referas" yani dayanak noktası olagelmiş..modern zamanların ideolojileri antik yunan felsefesi socrates aristoya kadar uzanan modern "referanslar" silsilesi bir hayli rağbet görürken, post modern "ben" referansı geçtiğimiz yıllara damga vurdu diyebiliriz.
müslümanların hiristiyanların ve yahudilerin durumu bu silselenin yaşadığı zamanların çağdaşı olmalarına rağmen onlarınkinden farklılık arzetmiştir. siyonizmi, noconizmi, islamcılığı ideloji olarak dindarlığın dışında modern post modern "silsilenin" bir uzantısı olarak bir kenara koyduğumuzda dindarların refransı bir ideoloji ya da "ben" olmamıştır.
ancak dindarlar dinin terbiyesi içinde kalarak kendi kanaatleri yorumları düşünceleri fikirleri ile öğrendikleri ile tecrübeleri ile bu terbiyenin dışına çıkmaksızın şahsi eserlerini ortaya koyarlar. yani din terbiye edici özelliği ile birlikte muazzam bir özgürlük hareket alanı sağlar. pratiğin yani amelin icrası esnasında dindarların hareket özgürlük alanı çok geniştir.
"ben" referanslı post modern anlayışın hem her referans hem hiçbir referansa "işine" göre göndermede bulunduğunu görmek mümkün. "işi"nin ne olduğu ise daha bir incelemeye ve ıslaha muhtaç bir alan.
taha harun aslan
.
Yorumlar
Yorum Gönder